Kitap: Buz Adam


Herkese merhabalar.. 
Güzel bir günde arkadaşınızla bir doğa yürüyüşüne çıktığınızı, şehrin kalabalık gürültüsünden kendinizi sessizlik ve huzur içinde dağa tırmanırken bulduğunuzu hayal edin. Derken bu tırmanışlar yoruyor ve arada mola verip bir şeyler yiyor, dinleniyorsunuz. Yerde birkaç kırık ok, mızrak ucu gözünüze takılıyor. Öyle ki merak ruhunuzu kamçılıyor, etrafa göz gezdirirken o da ne? Bir fosil, bir insan fosili... İrkilme, şaşkınlık ve korku karışımı bir heyecan... Örenyeri ve müzeleri gezerken etrafıma hep ibretle bakarım. Kim bilir, benim geçtiğim şu yollardan daha önce kimler gelip geçmişti.. Mekânın ruhunu hissetmek.. Üzerinde yaşadığımız şehirde bizden yüzlerce binlerce yıl önce insanlar nasıl yaşıyordu, ne ile vakit geçiriyordu, düşünceleri neydi? Size de gizemli ve büyülü gelmiyor mu? Tarih boyunca geçmiş, insanlar için hep merak konusu olmuştur. Çünkü insan, dünyadaki varlığını sorgular. Geçmişi öğrenirse geleceğe bilinçle bakar, adımlarını ona göre atar. Tarih, insanlığın hafızasıdır bir bakıma, hafıza olmadan insan yaşayabilir mi?
...
Kitap, iki kardeş Yusuf ve Ömer'in dağ tırmanışı sırasında buldukları insan fosili ve bu fosilin yetkililerce nasıl titizlikle incelendiğini anlatıyor. Bu fosil adam bu dağa nasıl gelmişti, kimden kaçıyordu, anayurdu neresiydi? Dağda sığınaksız, soğukla, vahşi hayvanlarla nasıl mücadele etmişti? Oyuğun içinde birileri tarafından kurtarılmayı bekliyor gibiydi.. Nasıl ve ne zaman ölmüştü? Daha önce buradan geçen ne çobanlar, gezgin tüccarlar, kabile şamanları, madenciler geçmişlerdi de çukurdaki bu adamı fark etmemişlerdi.. Yoksa kötü ruhlardan korunmak için boynuna taktığı küçük heykelcik, yanına yaklaşan iyi ruhları da mı uzaklaştırmıştı?

Fosilin bulunduğu yerden çıkarılışı, araştırma merkezine götürülüşü, biyolog-arkeolog ve diğer bilim dallarının ortak çalışması sonucu elde edilen verilerin geçmişe nasıl ışık tuttuğuna, tabir yerindeyse fosilin (üzerindeki kanıtların ışığında) konuştuğuna tanık olacaksınız. Kitabı okurken aklıma hemen ünlü Buz Adam Ötzi geliverdi. Kitabı da zihnimde ona göre canlandırdım. Bilenler vardır belki, 1991'de Ötzal Alplerinde donmuş bir şekilde bulunan Ötzi, buradaki gibi dağ yürüyüşüne çıkan iki Alman turist tarafından bulunmuştu. Bir dere yatağında siyah bir leke gözlerine takılınca bunun ceset olduğunu fark edip polise haber vermişler, yapılan çalışmalar sonucunda Ötzi'nin beş bin küsur yıllık bir mumya olduğu öğrenilmişti.. Ancak bu mumya Mısır mumyaları gibi içi boşaltılmamış, hiçbir müdahalede bulunulmadan kendiliğinden mumyalaşmış haldeydi. Ötzi'nin vücudundaki dövmeler, bağırsaklarındaki ve dişlerindeki besin artıkları, omzundan aldığı ok darbesi onun hakkında bilgi sahibi olmak için bilim insanlarınca yeterliydi. Görünen o ki Gülnar Kandeyer, Buz Adam Ötzi'nin hayatını öyküleştirmiş.. Çok da başarılı olmuş..

Gülnar Kandeyer, çocuk edebiyatı sahamızda henüz keşfedilmemiş yazarlarımızdandır. Çocuk edebiyatına bir hayli katkı sağlamış yazarımızın, toplam 159 kitabı mevcuttur. Yazarın üslûbu akıcı ve didaktik. Kültür ögelerinden uzaklaşmadan modern yaşama dair örnekler vermiş. Kullandığı sözcükler, anlatım tarzı, düşünceyi geliştirme yolları, hayal gücüne bol miktarda yer vermesi Kandeyer'in eserlerinde rastlayabileceğiniz özelliklerdir. Çocuklarına faydalı kitaplar okutmak isteyenler için tavsiyedir. Çocuk deyip geçmeyin, onlar bizim yarınlarımız. O yüzden aile içinde kitap okuma saati yapılması bilinçli birey yetiştirmek adına çok faydalı olacaktır. Hep kendiniz için okumayın, yarınlara bırakacak eserinize de vakit ayırın. Kitapla ve sevgiyle kalın..

Kitabın Künyesi:

Kitabın Adı: Buz Adam
Yazarı: Gülnar Kandeyer
Türü: Öykü
Sayfa: 128
Yayınevi: Berkay Yayıncılık

@müverriheninkaleminden

Alıntılar: 
''Zaman, insana karşı ne kadar acımasızdı. Bir zamanlar bu yattığı toprakların üzerinden acemice geçtiğini anımsadı.''

''İnsanın içinde umut olmazsa, yaşamak cehenneme dönerdi hemencecik. ''

''Dağcıların rakibi doğadır, kardeşim.''

''Doğa her zaman şampiyondur. Kimseyi rakip olarak görmez o. Herhangi bir spor dalında mağlup olmak unutulabilir ama dağcılıkta yenilgi sonun demektir. Yine kazanan doğadır.''

''Yemyeşil orman, sonbahar...doğa şiir gibi.''

''Her bilim dalı birbiriyle bağlantılıdır. Birlikte çalıştıklarında daha kesin ve ortak sonuçlara varılır. Gerçekler bu bilim dallarının çeşitlenmesiyle gün ışığına çıkar ve insanlık adına kullanılır. ''

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder