|
Ayraç da Gamze'min armağanı :) |
Hayat yolunda yol arkadaşlarınız iyi insanlar olsun..
Yazarın ön söz ve son sözündeki mütevazılığı çok hoş.. Satırlar dolusu tahsil hayatından bahsetmemiş. Kısa ve öz; Türkçe öğretmeni. Belki de kitap çocuklara hitap ettiği için böyle.. Çocuk kitaplarını okuduğumuz zaman, çocukların gözünden yetişkinlerin hayatını okuruz aynı zamanda. Yetişkinlerin bencilliğini, otoriterliğini, komplekslerini, saplantılarını görürüz. Hayatımızda da öyle değil mi? Elimizdekilerin değerini kaybettiğimizde anlamıyor muyuz çoğumuz.. Evcilleştirdiğimiz her şeyin sorumlusu olduğumuzu unutuveririz.. Küçük Prens'in şu sözünü çok severim;
''Ölene kadar sorumlusun,
gönül bağı kurduğun her şeyden.''
Yazar da kitabında göz kırpmış Küçük Prens'imize..
''Gözler gerçeği göremez ki, yüreğiyle aramalı insan.''
Sina ve Ada.. İki küçük kardeş. Yazar öyküyü bu iki çocuğun gözüyle anlatmış. Çocuklara insanî ve kültürel değerlerimizi aktarmış: sevgi, saygı, yardımseverlik ve paylaşmanın mutluluğu, yeni insanlar tanıyıp yeni arkadaşlar edinme, kitap okumanın önemi, akşam ezanı okunmadan evde olma, yalanın kötülüğü ve zararı..
Neler yok ki kitapta:
- Ön yargının her zaman olumsuz olmadığı,
- Tüketim toplumunun küçük esnafa nasıl zarar verdiği,
- Sıcak bir tebessümün bir kişinin omuzundaki dertlerini hafifleteceği,
- Gurur yapmanın her zaman iyiyi yansıtmadığı,
- Savaş ve zulümlere insanların sessiz kalmasının burukluğu,
- İzinsiz kimsenin malına dokunulmaması gerektiği,
- İnsanlarla adımızdan önce yaramızın ortak dilini konuşmanın duygudaşlığı,
- Küçük şeylerle mutlu olmanın tarif edilmez mutluluğu,
- Hayatımıza aldığımız insanlara vefamızı göstermek,
- Türkçemize sahip çıkmak ve yabancı kelime kullanmaktan kaçınmak,
- Aza kanaat etmenin mutluluğu,
- Akıllı telefonların kişiler arası sevgi ve iletişimi engellediği,
- Büyüklerin çocukları askerle, polisle, doktorla korkutmasının yanlış bir eylem olduğu anlatılmış. Kültürümüzde kandil günü âdetleri, çocukların akşam ezanı okunmadan evde olması gerektiği gibi sorumluluklardan da bahsedilmiş.. Bu kitapları çocuklar okumalı evet ama büyükler daha çok okumalı öyle değil mi? Kaybettiğimiz şeyleri buluruz belki..
''İnsan, insanın aynasıdır.'' sözü kitapta çok güzel örneklendirilmiş; ''Hepimiz birer aynayız çocuklar, karşımızda ne varsa onu yansıtırız. Siz geldiniz güzellik yansıttınız aynama; sizden önce gelen sitem ediyordu, karşısında da somurtan bir bakkal gördü; ondan önce gelen adamı görmediniz ama çok sinirli bir adamdı ve ayna da ona gülümsemedi doğal olarak. Siz aynalarınıza hep gülümseyin.'' İnsan kendini insanda tanır. Nasıl ki aynaya baktığımızda davranışlarımız aynaya yansıyorsa, karşımızdaki insana da karakterimiz yansır. Size güzellikle yaklaşana güzel yaklaşır, öfkeyle yaklaşana siz de sitemle yaklaşırsınız.
Ne diyordu şair.. ''Biz büyüdük ve kirlendi dünya.'' Dünyayı kirletmemek bizim elimizde. Bir çocuk size küstüğünde ertesi gün o küslüğünden eser kalmaz. Niye mi? Çünkü çocuklar kin tutmaz. Yardım etmek için birinin dinine, ırkına ya da ideolojisine bakmaz. Merak, utanma duygusu had safhadadır. Bu güzel huylar umarım çocuklukta kalmaz. Biz yetişkinler bir zamanlar çocuk olduğumuzu ne çabuk unutuyoruz.. Sahi ne zaman koptu bağımız çocuklukla, ne zaman vedalaştık oyuncaklarımızla.. ? Çocuğa sevgi ve saygıyla eğilerek insanlık medeniyetinin kozalarını örmek kolay değil elbette. Ama çocuğu şekillendirmenin sorumluluğunu sadece öğretmene yüklememek gerekiyor. Yazarın da değindiği üzere; çocuğun çevresindeki herkes, başta anne-baba, akraba, eş dost, biz yetişkinler çocuklar için örnek davranışlar sergilemeliyiz ki örnek alsınlar. Elinden akıllı telefonu düşmeyen bir ebeveyn, çocuğu için bahane aramasın. İşten eve geldiğinde kumandaya değil, çocuğuna sarılan; telefonda başka insanların hayatını değil de kendi çocuğunun ve ailesinin hayatını takip eden, kahvelerde başkalarıyla oynayan değil, çocuğuyla oynayan ve onun gözlerinin içine sevgiyle bakan anne babalar geleceği de inşa eder.
Yazarımız, Türkçemizi güzel kullanarak örnek olmuş. Kadim kelimelerimiz bir yana, unutulmaya yüz tutmuş deyimlerimizi de yerleştirmiş kitabına. Günümüzde sosyal medya deyimleri ön planda biliyorsunuz! Diline sahip çıkmak her vatandaşın görevidir. Bu bilinçle kitapta da belirtildiği üzere Türkçemize sahip çıkalım, gerçek de olsa sanal da olsa, yalnız başımıza da olsak hayatımızda Türkçe'yi güzel kullanmaya dikkat edelim. (Kırlangıç Paşa'ya selâmlar :) Çocuklara gönül rahatlığıyla okutulabilecek bir eser.
Kitapla ve sevgiyle kalın..
Kitabın Künyesi:
Kitabın Adı: Yol Arkadaşım
Yazarı: Hasan Başdemir
Türü: Öykü
Sayfa: 78
Yayınevi: Sinada Yayınevi
''Kitap Şuuru, İnsanlık Şuurudur.''