Konuşmak Lâzım: İntihal


Tutunamayanlar dizisinde günümüzün en önemli sorunlarından birine değindiler. Sosyal medyada herkes şair, her paylaşımın altında şiirler boy boy ama sorsan kaç kişi gidip kitapçıdan bir şiir kitabı almıştır, kaç kişi şiir kitabı okumuştur? İnsanların okumadığı kitaplardan, izlemediği filmlerden paylaştığı sözler, emeğin bu çağda ne kadar önemsiz, değersiz olduğunu gösteriyor. Teknoloji ilerliyor, evet; ama insanlar tembelleşiyor. İmkânı olsa, sosyal medyadaki bütün kirli bilgilerin, yazıların temizlenmesini isterdim. Zirâ sosyal medya artık kültürümüzü etkiliyor. 

''- İnsanlar artık şiir kitabı falan satın almıyorlar ki..
+ Olur mu canım? Bir sürü paylaşıyorlar internetlerde, orada burada şiirler dörtlükler..
- Yahu onu bir kişi alıp paylaşıyor, sonra ondan diğerleri çalıyor. Ya bir yerden bir söz, bir fotoğraf bulup onu da yalan yanlış paylaşıyorlar zaten. Kaç tane 'Tehlikeli Oyunlar' alıntısı gördüm ben, 'Tutunamayanlar' diye paylaşmışlar." ☺️

Siz ne düşünürsünüz bilmem ama ben Eylem'e katılıyorum.
İnternet ortamındaki bilgi kirliliğini, duyulan-görülen-okunan her şeye araştırmadan inanılmasını; insanların bilgileri, alıntıları, şiirleri, sözleri sahibinin ismini yazmadan oradan oraya paylaşmasını muhteşem eleştirmişler..
En çok dikkat ettiğim şeylerden biridir ki, h
assasiyetim gereği dikkatimi çekti. Çünkü buna sosyal ortamlarda çok rastladım. Bazıları var ki, ne güzel okudukları kitaplardan alıntı yaptıkları sayfa sayısını, yayın evini tek tek yazıyorlar. Zaten alıntı da bu demek değil mi..? 

Bir zamanlar tez yazarken faydalandığımız kaynakların adını, yazarını, sayfasını, baskısını detaylıca yazardık. Kimi hocalar tehdit bile edebilirdi çalıntı cümlelere dair..
Bilenler bilir.. Bilmeyenlerin affına sığınıyorum.
Mesele şu ki, başka birinin yazısını vs. - tırnak"..." / ()/ [ ]  - içine almadan, başka birinin düşüncelerini kaynak göstermeden ya da izin almadan kendisininmiş gibi paylaşmak.. Bilmeyenler o kişinin sözü zannediyor, ne yazık.. Ki gerçekten o kişininse sıkıntı yok zaten. Şahsımıza ait yazıları tırnağa, paranteze almıyoruz. Bir yazıyı birinden aldıysanız yazının altına o kişinin ismini yazmak bu kadar mı zor yahu? Bazen ben de yazılarımı birilerinin sayfasında çalıntı olarak görüyorum. Emek hırsızlığıdır yahu, herkes için geçerli.. Siz o kadar fikirlerinizi yazın, dökün, belki kitap haline getirin; sonra bir bakmışsınız başkası hiç uğraşmadan kendi yazmış gibi paylaşmış, oh ne âlâ memleket.. Hani emeğin hakkı nerede? Konu biraz telif hakkına giriyor ama bahsettiğim intihal suçu. 
 
İntihal; yani aşırma, bilgi hırsızlığı, bir çeşit sahtekârlık. Bu yazıyı okuyup da benim iyi niyetimden şüphe edenler şahsımı araştırmaya kalkacaklar belki. Elbette araştırabilirsiniz efendim, hakkınız var. Hâl-i hazırda suç olan bir şeyi dile getirmek istedim. Ki bunu devlet kanalında dile getirmelerini takdir ettim.. Kanunda da cezai yaptırımı var. (Merak edenler için; 5728 ve 5846 sayılı "Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'nun 'manevî, mali ve bağlantılı haklara tecavüz" başlıklı 71. madde) 

@müverriheninkaleminden

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder