Kitap: Bir De Şu Acıdan Bak


'Aradım dünyayı dertsiz yok imiş.''

''Şimdi al bu kitabı,
Sür yaralarına...
Biliyorum ne acılar eskittin sen.
Uğradığın sayfalarda kendine dokun...''

Öncelikle yazar kitabın arka kapağında, içinize dokunacak şiiriyle kitaba davet ediyor sizleri.. Aslında bu şiir kitabın içeriğini de anlatıyor okuruna, henüz okumadan. Dokunmak! Yaralara, dertlere, sorunlara, gözyaşına dokunmak... Mutluluğu insanların yaşamına dokunduğumuz anda ve yerde bulacağımızı hayat hikâyeleriyle öyle güzel anlatmış ki, kendi hayatımızdaki çoğu basit sorunların dert edindiğimiz kadar önemli olmadığını kavrıyoruz. Hayat yolculuğunda elbette herkesin bir yaşanmışlığı, acısı, sorunları, zorunluluğu vardır. Yaşamadan bilinmez, yargılayamayız.. Ama çoğu zaman dert ettiğimiz şeylerin basit ve önemsiz olduğunu fark ediyoruz. Geçmişi, geleceği, kaygıları düşünmekten ânı yaşayamıyoruz belki de.. Yazarın ifadesiyle, insanın yaşadığı sıkıntılara ''dert'' yerine ''tecrübe'' denilseydi daha farklı bir bakış açısına sahip olabilirdik.

''Kim mutlu edebilir seni, sen mutlu değilsen!'' diyor şair. Ne haklı bir serzeniş.. Neden sürekli zamanı endişe ediyoruz? Mutlu olmak istiyorsak, neden erteliyoruz.. Gündelik şeylerle de mutlu olmasını bilmeli insan.. Küçük mutluluklar hediye edin kendinize.. Bunlar hayatın renkleri biraz da.. Yemek yerken, sohbet ederken, bir davete katılırken, başkalarının mutluluğuna tanık olurken.. Yaşadığınız şehrin sokaklarını keşfederken, bildiğiniz türküyü mırıldanıyorsunuzdur yürürken, hattâ birine adres tarif ederken o küçük yardım hissi.. dua almak, gönle girmek.. Keyif aldığınız her şey, sizin mutluluğunuzdur. 

Modern insanın mutluluk arayışı boşuna çaba.. arayışın mutluluğu bize yeter. Önemli olan varmak değil, yolda olmak değil midir? Yazar önemli bir konuya değinmiş: mutluluğu bir saplantı hâline getirmek.. Öteki insanlardan daha mutlu olmayı istemek.. Daha güzel olmak, daha lüks evlerde oturmak, daha pahalı telefon ve arabayı kullanmak, daha yüksek puanı almak,... Bu tür saplantılar insanları tatmin edebilir mi? Hep dahasını istemek.. Böylece mutlu olmayı bilmiyor ve gözlerinin önündeki birçok şeyi kaçırıyorlar. En önemlisi çevreye olan duyarlılığı yitiriyorlar. 

Kitapta yazarın tecrübeleri ve hayattaki küçük anıları konuyu destekler nitelikte.. Daha bir anlaşılır kılıyor. Meselâ şu örnekte olduğu gibi; bir yakınımıza verdiğimiz teorik bilgilerin işe yaramaması, mühim olanın bam telini bulmak, onun yarasına dokunmak olduğunu söylüyor yazar. ''Su iç, yararlı'' demek yerine; ''Su içmemezlik yapma, diyalize bağlarlar, haftada üç gün hastaneye gitmek zorunda kalırsın.'' gibi.

Yazarın şu samimi girişini paylaşmak istedim: ''Size mutluluğuma giden, kendime dert edinmediğim meseleleri, ilham kaynaklarını, zaman kavramını nasıl değerlendirdiğimi, geleceğe dair umutlarımı anlatacağım. Benim anlatacaklarım sizin yaralarınızı kapatır mı bunu göreceğiz. Belki de anlatacaklarım herkeste aynı yararı gösteren ilaçlar gibidir; aç-tok fark etmez, yutun gitsin.'' Yazarın bunu başardığına inanıyorum, ne mutlu... ''Çorabın varsa zenginsin.'' anekdotuyla hayatın insana neyi nasıl öğrettiği, Hilâl Hanım önderliğinde yapılan gönüllü faaliyetleri, Emekli Yüzbaşı Ozan Bahar'ın yaşadıklarına rağmen diri tuttuğu azmi ve umudu, Şehit Jandarma Astsubay Halil Türkoğlu'nun hayat mücadelesi, görme engelli Fulya ve annesinin onun için yekvücut olması.. Hemen hepsi hayata umutla bakmayı, dertlerin geçici olduğunu öğütler nitelikte.. Gözümüzü hep yukarılara dikmek yerine mahrumiyet içinde olanların hâlini düşünüp onları anlama fırsatı bulabilirsek, sahip olduklarımızla mutlu olabiliriz belki de..

Yazarın yer yer anılardan, şiirlerden oluşan denemeleri yaklaşık 5 yıllık bir sürecin ürünü imiş. Asker olan yazarımız, yaşadığı hayat şartlarından ve dinlediği hayat hikâyelerinden etkilenerek bu kitabı kaleme almış. Böylece hayata farklı açılardan/acılardan bakabilmeyi kazandırmak istemiş okuruna. İlaç gibi geldi, tavsiye ederim. Kitapla ve sevgiyle kalın.

Kitabın Künyesi:

Kitabın Adı: Bir De Şu Acıdan Bak
Yazarı: Özkan Öngel
Türü: Deneme
Sayfa: 116
Yayınevi: Kaleli Medya Yayınevi

''Kitap Şuuru, İnsanlık Şuurudur!''

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder