Türkünün Yöresi: Yozgat
Kaynak Kişi: Yöre Ekibi
Derleyen: Süleyman Sökmen
Oğlanın adı Ömer
Belimi sıktı kemer
Benim ince belime
Yârin ince beline
Yakışır gümüş kemer
(Nakarat)
Aynalı körük olmazsa
Ben gelin gitmem
Ud-kemani çalmazsa
Aynalı körüğe binmem
Gel dağları aşalım
Hilâlde buluşalım
Girelim biz kol kola
Çamlık'ta dolaşalım
Ömer:
Gitme fazla ileri
Gel bu işten dön geri
İnattan hayır gelmez
Küpe yap bu sözleri
...
Kadın ağızlı gelin havasıdır. Durduk yere oynatan ritimlere sahip, neşeli, bir o kadar atarlı, kaprisli bir türküdür kendisi :) Güzel Anadolu'mda gelinlik kızların kına gecelerini taçlandırır. Aynalı körük; eskilerin ''payton'' dediği at arabasına verilen isimdir. Faytonun gösterişlisi yani. Eski zamanlarda ata binen gelinleri biliriz. Düğünlerde gelinin taşınması için kullanılan süslü at arabası oluyor fayton. Düğünlerde ihtişam ve gösterişin olmazsa olmazlarındandı. Düğün merasiminde gelin evden alınır. Görkemli bir düğün isteyenler için, gelin evden aynalı körük ile çıkartılır, düğün yerine götürülürdü. Süslenmiş at arabası olan Aynalı Körük, bir zamanki düğünlerin vazgeçilmeziydi. Günümüzde tarih olan ve ismi türkülerde kalan faytonlar, eski zamanların en popüler taşıtıydı hâlbuki.. Türküye konu olan kişilerin evlilik süreci, bugünün düğün modasını şekillendirdiği özelliklere sahip olmasından dolayı önem teşkil eder.
Türkünün Hikâyesi şöyle: Türküde ismi geçen Ömer, marangozluk yapan bir gençtir. Sultan ise maddi beklentileri yüksek genç bir kızdır. İki genç, hayatlarını birleştirmek için nişanlanırlar. Ancak Sultan kendinden önce evlenen arkadaşı Felihan'ı kıskandırmak ve ona nispet yapabilmek için gösterişli bir düğün ister. Oğlan evine bazı şartlar öne sürer: önce gümüş kemer ister, sonra davul zurna yerine ud-kemani ile karşılanmasını ister, en son da fayton ister. Bunlar olmadan gelin gitmeyeceğini söyler.
O zamanlar düğünlerin gösterişli olup olmaması, geline gösterilen özen ile doğrudan ölçülürmüş. Gelin gitmenin birtakım malî şartlara bağlı olması, o zaman için pek şaşırılası bir durum değildi aslında. Köyünde, kızlar düğün merasimi için ne talep ediyorlarsa, anne-babalar ne bekliyorsa Sultan ve ailesi de onu bekliyordu. Her şeyin en güzeline layıktı. Komşu kızından neyi eksikti? Filancaya yapılandan daha fazlası kendine yapılmalıydı. Öyle ya, böyle şeyler hayatta bir kere yaşanırdı. ''En görkemlisi olmalı'' diye düşündü içinden. El âlem ne derdi sonra? Herkes gıpta etmeliydi. Sultan'ın gümüş kemeri, gelinliğiyle oturacağı aynalı körük, kapılarında çalacak ud ve keman, olmazsa olmazlardandı.
Ömer ise yoksul, dedesi ile Sultan'ın beklentilerini karşılayabilmek için sıkıntıya girer. Sultan'ın her isteğini karşılayamayacağı için mahçupdur ve durumu dedesine anlatır.. Dedesi de torununa, Sultan kıza yalan söylemesini önerir. Bunun üzerine Sultan'a isteklerinin yerine geldiğini söylerler. Düğün günü gelip çatar. Babasının evinden aynalı körükle ayrılacağını düşünen Sultan beklediği olmayınca büyük hayal kırıklığına uğrar. Hemen orada kıyameti koparır, etrafı velveleye verir ve düğün alayı dağılır. Sultan daha sonra bu inadından pişman olur.
...
Türkünün özgün hâlinde yöresel şive olarak ''Aynalı Gölük'' diye geçer. Anadolu'nun kültürel zenginliğini ve hikâye anlatıcılığını gözler önüne seren bir türkü. Bu durum, türkülerin zaman içinde geçirdiği değişimi ve kültürel aktarım sürecindeki değişiklikleri de gözler önüne serer. Türküde adı geçen Çamlık mevkii ise, bugünkü Yozgat'ın Çamlık Millî Parkı'dır.
Şimdilerde düğününe farklılık katmak isteyenler, nostalji olarak düğün arabası yerine fayton kiralıyor. Hele anneleri gibi ata binen gelinler de var. Yine de evlilik, maddi bir güç gösterisi olmamalı. Doğru kişiyi bulmak zaten çok zor.. Allah can sağlığı, ağız tadı, gönül huzuru versin.
Derleme:
Sevcan Orhan yorumu: https://www.youtube.com/watch?v=5XiM2XFwez8
Zara yorumu: https://www.youtube.com/watch?v=amxFq0Wv8kI
@müverriheninkaleminden
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder