Kitap: Ekmek Parası


''Çocuk okuru olmayan bir toplumun, yetişkin okuru da olmaz.''

Bir çocuğun ailesi ile birlikte verdiği yaşam mücadelesi ve bu mücadelenin gerçekliği yine bir çocuğun gözünden anlatılıyor. Kemal'in ailesiyle olan ilişkisi, kurduğu arkadaşlıklar, ailesi... Baba, bütün yokluk karşısında üreten, buluş icat eden; anne, yetinmenin ve sabrın ete kemiğe bürünmüş hâli; tüm o zorluklar içinde hayat arkadaşına destek olan, mala mülke, fazlasına tamâh etmeyen gerçek bir Anadolu kadını.. İki kardeş ise yatağını, sevgisini, sıcaklığını paylaşıyor. 

Baba, bu yuvanın pencerelerinin yönünü her yıl değiştirir. Bir sene kuzeye bakıyorsa bir sene doğuya bakar, bir sene batıya bakıyorsa diğer sene güneye bakar. Her seferinde ''değişiklik iyidir.'' diyerek çocuklarına hayata olumlu bakmayı öğretir. Bu yüzden pencere ne yana açılırsa açılsın onların dünyası aynıdır.  

Her ne kadar bu zor şartlar altında yaşamlarını sürdürmeye çalışsalar da bunlar Kemal'i okulundan alıkoymaz. Öğretmen olmak ister Kemal. Geldi mi dertler üst üste gelir ya; o misâl, annelerinin hastalanması, babalarının işten çıkarılması, evlerinin yıkılması.. Ama onlar her daim umutlular.. ve bu umutlarına tutunarak yaşıyorlardır. 

Yazar Muzaffer İzgü, Adana'da doğmuş ve yoksul bir çocukluk geçirmiş. Kitapta da adları değişmeyen karakterler; annesi Havva, babası Ahmet.. Çocuk yaşta birçok işte çalışmaya mecbur kalmış, sonrasında öğretmen olmuş. Bu kitabında da kendi hayat hikâyesini anlatmış bizlere. Yani kitaptaki Kemal, Muzaffer İzgü'nün çocukluğu. Kendi hayatını anlattığı iki kitabından diğeri; Zıkkımın Kökü'dür. Ayrıca kendisi ''gülmecenin sivri kalemi'' ve ''çocukların yazar dedesi'' olarak anılmakta.

Muzaffer İzgü, zorluklarla geçen çocukluğunu anlattığı kitabının sonunda, yoksulluk içinde yaşadıkları derme çatma barakadan ayrılırken şöyle der:

''Dört gün sonra taşınıyorduk. Ardımızda sevinçlerimizle, acı çığlıklarımızla kapkaranlık bir bahçe bırakacaktık. Kim bilir belki bizden sonra birileri gelecekti buraya, kazmalar, kürekler çalışacaktı, her karışında bir anımız olan bu bahçeye kocaman bir apartman dikilecekti. Belki de adını 'Mutluluk Apartmanı' koyacaklardı. Yoo hayır, kimse bizim denli mutlu olamayacaktı burada. ''

Kitaplar bir limandı benim için. Kitaplarda yaşadım. Ve kitaptaki insanları sokaktakilerden daha çok sevdim. Kitaplar benim has bahçemdi. Rahmetli Cemil Meriç'in bu sözü, bugün daha anlamlı. Kitaplarda sevdiğim karakterleri işte o has bahçemde ağırlıyorum. Bu kitapla çocuk anlatıcı Kemal'i de has bahçeme aldım, kabul ettim. Hoş geldin Kemal.. Kemal bize şunu öğretti: Onca yokluk içinde nasıl varsıl olunur. Yaşanılan sıkıntılar içinde mutlu olmanın yollarını..

Yokluk içindeyken birbirlerine sarılarak zorlukların üstesinden gelen gerçek bir aileyi anlatıyor. Geçim sıkıntısının anlatıldığı roman, her ne kadar çocuk kitabı olarak değerlendirilse de yetişkinler için düşündürücü paya sahip. Kitabı okurken belki çocukluğunuza duyulan özlem, belki eski bir anı aklınıza gelir de mâziye dalarsınız, kim bilir.. Sevgi, paylaşma, arkadaşlık, yardımseverlik, dayanışma, çocuksu sevinçler, aza kanaat edip yetinmek. Mecburiyetlerle örülü yoksulluk ve yoksunluğa rağmen mutluluk ve samimiyeti, çamur sıvalı, tavanı akıtan bir göz odalı eve sığdırabilmek.. Eskiden evler dardı ama gönüller genişti. Şimdi ise gönüller dar evler geniş. İnsan var, insan yok.. Bugün çok ihtiyacımız olan bu duyguları ele almasıyla yediden yetmişe herkesin okuması gereken bir kitap. Kitapla ve sevgiyle kalın..

Kitabın Künyesi:

Adı: 
Ekmek Parası
Yazarı: Muzaffer İzgü
Türü: Roman
Sayfa: 166
Yayınevi: Bilgi Yayınevi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder