Dr. İrfan Bey'i makale yazılarından tanıyorum. Meslekî yaşamına Hava Harp subayı olarak başlamış olup, hâl-i hazırda Ankara Üniversitesi Uygulamalı Bilimler Fakültesi'nde öğretim üyesi olarak görev yapmaktadır. Kitap; birbirine bağlı ya da bağımsız tarihin belli başlı dönüm noktaları dediğimiz olaylardan, hikmetli hayat hikâyelerinden, ibret alınası hadiselerden bahsetmekte. Bunların arasında Antik Yunan ve Roma imparator, komutan ve filozoflarının, Uzak Doğu'da Budist rahiplerinin, İslâm halifelerinin, Büyük İskender ve ardıllarının olaylara bakış açısını ve uyguladıkları savaş stratejilerini yansıtmakta. İnsanî ilişkilerin tarihte nasıl geliştiği satır aralarında anlatılmış. Hep söylenir durur, ama üzerinde düşünülmez ya hani.. ''Tarih, tekerrürden ibarettir.'' diye. Bu konuda Mehmet Âkif şöyle not düşmüş:
"Tarih"i "tekerrür" diye tarif ediyorlar;
Hiç ibret alınsaydı, tekerrür mü ederdi?
Hiç ibret alınsaydı, tekerrür mü ederdi?
Tarihçiler için tarih tekerrür etmez. Çünkü yaşanan her olay kendi özgünlüğü içerisinde gerçekleşmektedir. Ama sürekli birbirini takip eden olaylar zinciri gördüğümüz zaman böyle düşünürüz.
Konu tarih olunca, tarihî şahsiyetler hakkında atıp tutanlara çok kızıyorum. Hayatları eleştirmek, yargılamak üzerine kurulu. Olayları bugünün şartları içerisinde değerlendirmek kolay tabii. Atalar tarih yazmış, torunları okumaktan âciz!! Kolayca dile alınan, vicdanlarda yargılanıp hükmü kesilen, hemen mahkûm edilen o şahsiyetler belki de tarihin seyrini değiştirmek için ne imkânsızlıklara, çilelere gark oldular. Ne bilsin torununun yıllar sonra kendisine dil uzatıp nankörlük yapacağını.. Misâl, Türk Tarihinin Osmanlı ve Cumhuriyet taraftarı olarak bölündüğünü etrafımda şahit oldum, oluyorum. Bunun kime ne faydası var, tarihe kin gütmekle kişinin vicdanı rahatlamış mı oluyor. Osmanlıyı benimseyen bir kişi Cumhuriyet dönemini sevemez, diye diretmişti biri. Öyle şey mi olur? Cumhuriyeti kuran kurmay isimler Osmanlı mekteplerinde, Osmanlı kültüründe yetişti. Savaşlarda canhıraş vatan için savaştılar. Hem şanlı tarihimiz Osmanlı'dan ibaret değil. Tarih bir bütündür, pasta böler gibi bölemezsiniz. Alan farkı olabilir ama bu tarihi kişiler üzerinden ayrıştıracağımız anlamına gelmiyor. Bunda kişinin hangi kaynakları ve yazarları okuyup akıl süzgecinden geçirdiği de çok önemli. Kaynakların güvenilirliği o ilmin hakikâti açısından büyük önem arz etmekte. Mustafa Kemal'in şu sözü dikkate değerdir:
Tarih yazmak, tarih yapmak kadar mühimdir. Yazan, yapana sadık kalmıyorsa değişmeyen hakikât, insanı şaşırtacak bir mâhiyet alır.
Bugün tarihi gerçekleri ortaya çıkardıklarını iddia edip tarih yazdıklarını zanneden birtakım yazarlar, gençlerin beyinlerine nüfuz etmekte. Sahte birtakım belgelerle ortalığı karıştırarak olayı iftira boyutuna getirmektedirler. Bu şahıslardan Allah gençlerimizi, çocuklarımızı korusun, diyorum.
Kişiler bugün hayatta olmayan, kendilerini savunamayacak olan tarihî şahsiyetler hakkında konuşurken dikkat etmeli, yargıda bulunurken kendilerinin de bir gün tarih olup arkasından yargılanabileceğini aklından çıkarmamalıdır.
Kitapta yer alan öğüt niteliğinde hikâyelerin hemen hepsi güzeldi, ibret vericiydi. Dikkatimi çeken bir hususu dile getirmek isterim. ''Pirus'un Zaferi'' deyimi. İsmini Antik Yunan'da bir kral olan Pirus'tan alan zaferin adıdır. Pirus, Romalılara karşı yıllarca süren savaşlardan sonra bir zafer kazanmış ancak, kendi ordusunun da büyük bölümünü kaybetmiştir. Bir sonu, bir getirisi olmayan, kazancın bedelini karşılamayan zaferler için ''Pirus Zaferi'' denir. Bu noktada değinmek istediğim Çanakkale Muharebesi de buna benzetilebilir zannımca. Çünkü çok bedeller ödedik, çok şehit verdik, ancak kazandığımıza sevinemedik. Cihan Harbi aleyhimize sonuçlandı. Ki İlber Hoca'nın yazılarında da bu deyimi okumuştum. Varmaya çalıştığım; aslında savaşların sonuçlarına çoğu kişilerce sadece istatistiksel olarak bakmamak, savaşın muhatabı devletlerde bıraktığı etkileri de göz ardı etmemek olduğudur.
Yer yer nasihat, kıssadan hisse, erdemli sözler; yer yer anekdot tarzı hikâyelerin dipnotlarla desteklenip bir araya toplandığı güzel bir çalışma olmuş. Yazar, kitabın adının hakkını verme titizliğini göstermiş. Savaşların ve anlaşmaların, taht mücadelelerinin yoğun olarak işlendiği tarih derslerinde böyle küçük, ilgi uyandırıcı hikâyeler anlatılmalı diye düşünüyorum. Geçmişe meraklı, tarihseverler sevecektir. Kitapla ve sevgiyle kalın.
Kitabın Künyesi:
Adı: Bilgelik Okumaları: Kadimden Orta Çağ'a
Yazarı: İrfan Paksoy
Türü: Tarih, araştırma-inceleme
Sayfa: 292
Yayınevi: Alka Yayınevi
...
- İnsanlar helâl lokmanın ve bölüşmenin değerini bilmiyorlar. En lezzetli lokmanın helâl lokma olduğunu unutuyorlar. Vicdanları ve mideleri arasında kaldıkları zaman midelerini tercih ediyorlar.
- Bir ülkenin idarecisi müşrik bile olsa âdil ise o ülke ayakta kalır. Fakat idareci Müslüman da olsa âdil değil zâlim ise o ülke ayakta kalamaz.
- Timur'un bir sözü vardır. ''Ülkeler kılıçla alınır ama ancak adâletle korunur.''
- Tanrım!
bana değiştirebileceğim şeyleri değiştirmek için cesaret,
değiştiremeyeceğim şeyleri kabul etmek için sabır, ikisi arasındaki farkı bilmek için akıl ver... (Bir Hitit duası)
- Toplum her zaman değişik sorunlarla karşı karşıya. Hiç kimse bu sorunların gerçek sebebini ya da bu sorunların kaynağında kendi hatalarını görmüyor. Yanlış giden şeyleri birilerinin sırtına yükleyip onu suçlamaya başlıyor ve kendisi rahatlıyor. Bunun için önce farklı olanı arıyor sonra sırf farklı olduğu için ona düşmanlık gösteriyor. (Birlik olamayışımızın sebebi..)
- ''Halkın fakirliği bizim fakirliğimizdir, zenginliği de bizim zenginliğimizdir.'' (Halkının ekonomik durumunu tüten ve tütmeyen bacalarından anlayan Japon imparator Nintoku. (İdeal adalet anlayışı.. Eğer halk yoksulsa idareci de bundan mes'uldür, koltuğunda keyifle oturmamalıdır.)
- Hayat akarken küçük detaylara dikkat etmek hayatı daha güzel ve anlamlı kılar. Hayat detaylarda gizlidir. Önemsiz gibi gördüğümüz nice şeyler hayatımızın genel kalitesini etkilemektedir. (Görmek hassasiyet gerektirir.)
- Ah "Tarih" ah! Bu topraklar neler görmüş neler yaşamış! Hep söylüyor, hep yazıyorum ya: "Tarih çok şeyler söyler." diye, "günümüzü anlamak, gündemi kavramak istiyorsanız tarihe bakın, tarihe..
''Kitap Şuuru, İnsanlık Şuurudur.''
@müverriheninkaleminden
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder