Filme Dair: Akeelah and The Bee (Sözcüklerin Gücü)


Türü: Eğitim, okul
Yapımı: 2006 - ABD

Uyarı: Yazı, filme dair mecburi spoiler/sürprizbozan içerebilir!!!

Sözcüklere tutkun ve kelime avcısı biri olarak bu film dikkatimi çekmişti. Yıllar önce izlemiş ve çok beğenmiştim. Ayrıca film, eğitimcilerin ve ebeveynlerin mutlaka izlemesi gereken filmler arasında yer alıyor. Okulda veya ailece, üzerinde çıkarımlar yapılarak çocuklara izletilebilecek bir film aynı zamanda. Hayallerin sabır ve gayretle gerçekleşebileceğini çok güzel anlatmış. 

Kelimeler harflerden oluşur. Sadece anlam değil, aynı zamanda duygu barındırır. Tıpkı insanlar gibi kelimelerin de tarihi, sosyolojisi ve psikolojisi vardır. Tarihi serüvenine ''etimoloji'' dediğimiz kelimeler insan duygularını harekete geçirir. Birine sevgi sözcükleri kullandığımızda mutlu ettiğimiz gibi.. 

Gelelim filme.. 8 ödül almış ve 12 ödüle aday gösterilmiş 2006 yapımı bir film.
11 yaşında bir kız, Akeelah Anderson. 6 yaşındayken babasını kaybetmiş, annesi de işinden dolayı onu ihmal etmiştir. 3 kardeşi vardır. Akeelah, babası gibi sözcüklerle arası iyi olduğundan dil bilgisine yetenekli, sınıf atlayan zeki bir kız ama öz güveni eksik, utangaç bir kişiliği var. Okuduğu okulun maddi sıkıntıları olduğundan okul müdürü, kelime kodlama (heceleme) alanındaki ulusal yarışmaya katılmak ve Akeelah'ın bu yeteneğinden faydalanarak okula kazanç sağlamak ister. Bunun için önce eyalet yarışmalarını kazanmaları gerekir.

Akeelah yarışmaya katılırsa rezil olmaktan korkmaktadır. Ancak okul müdürü Akeelah'ın devamsızlıklarından dolayı onu okuldan uzaklaştırma tehdidiyle yarışmaya ikna eder. O, abisinin de desteğiyle babası için bu yarışmaya katılmaya karar verir. Akeelah'ın, büyükleriyle konuşurken argo (ağzıbozuk) ve laubali bir dil kullandığından yarışmaya katılması için onun eğitilmesini şart olarak görürler. Okul müdürünün arkadaşı olan öğretim görevlisi Dr. Larabee'ye bütçe ayrılır ve böylece Akeelah'a özel hoca tutulmuş olur.

Öte yandan Dr. Larabee, kızını kaybetmiş bir baba. Çocuğu ölünce eşiyle ayrılmışlar. Akeelah'da kendi kızını görüyor gibi olur. Bu bakımdan ''Karate Kid'' filmine benzettim. Derken Akeelah, hocası ile birlikte çalışmalara başlar; sözlük karıştırır, yeni sözcükler öğrenir ve bu sözcüklerin kökenini anlamlarıyla birlikte hafızasına kaydeder. Arkadaşlarının katıldığı kelime kodlama grubuna katılır, birlikte oyun oynayarak sözcükleri tekrar ederler. Akeelah böylece iyi bir motivasyonla önce eyalet yarışmasını, daha sonra da ulusal yarışmayı kazanıp okulunu başarıyla temsil eder. 

Filmde Akeelah'a hem öğretmen ve arkadaşları, hem de ailesi destek olmuştu. Sadece bir yarışma, diyenler olabilir; ama o yarışmayı keşfetmeden önce Akeelah'ın özgüveni düşük, bir şeyleri başarabileceğine olan inancı zayıftı. Bu yarışmaya katılma cesareti gösterip kendi varlığını ortaya koydu aslında, ailesi gibi o da kendi değerinin farkına vardı. Bugün eski bir sözcük duyduğunda gençlerin anlamsız bakışlarına maruz kalıyoruz. Bu teknoloji çağında, elinden akıllı telefonu düşürmeyen yeni neslin zaman kaybı ve insana bir şey katmayan internet oyunları ve sosyal medya yerine böyle zekâ oyunları oynaması ne güzel olurdu. Tabii buna devletin, okulların ve ailenin teşvik edip uluslararası turnuvalar düzenlenmesi gerekir.. 

Filmde, babasının yarışmayı kazanması için Dylan üstünde baskı kurmasını bizdeki eğitim sistemine benzettim. Öğrencilerin sınav uğruna çoğu şeyi kaçırmaları, dostluktan, sevgiden uzak büyümeleri, başkalarının beklentisi uğruna şekilden şekile girmeleri.. Maddi getirisi fazla olan bir meslek, makam ve itibar sahibi olmak değildir önemli olan. Sınavı hayatının merkezine koyan, tıpkı açlık oyunları gibi arkadaşlarını rakip olarak görüp (puan sıralaması) elemek amacında olan öğrenciler gelecek için ne acı manzara.. Sonra insanlık arar dururuz. Bazen filmden bir sahne, kitaptan bir alıntı kişiyi düşünmeye sevk ediyor. Burada bilgiyi körü körüne öğrenmek, ezberci bir robot olmak yerine bilgiye duygu katarak öğrenmeyi, sevgi bağıyla pekiştirmeyi anlatmış. 

                           

Çıkarımlar: 

- Sosyal ve ekonomik problemleri olan bir aile, görmezden gelinen, ihmal edilen bir kız çocuğunun kendince hayat mücadelesi ve yeteneklerini keşfetme çabası.
- Kendine güvensiz bir çocuğun başarması için önce kendine inanması gerektiği.
-  Dul bir annenin yaşadığı zorluklar dolayısıyla çocukları için çok çalıştığını zannedip aslında onların ahlâken eğitimlerini, ebeveyn olarak sorumluluklarını aksatması.
-  Bir öğretmenin bir çocuğa nasıl eğitmenlik yapacağı ve bunu yaparken nasıl yöntemler kullanacağı. (soru- cevap, ip atlatarak sözcük türetme, gürültü çıkartarak dikkat testi, çalışırken tempo tutma filmdeki yöntemlerdi.)
- Sözcüklerin ve cümlelerin insan yaşamında ne kadar önemli olduğu, insanlar üzerinde pozitif veya negatif hisler bırakacak kadar güçlü ve etkili olduğu.
- Hırsın ve egonun yerine; dostluğun, arkadaşlığın ve güvenin tüm sosyo-kültürel farklara rağmen insanları ortak bir paydada nasıl bir araya getirebildiği.
- Eğitim koçunun çocuğu eğitmeyi bıraksa bile annenin ''sen istersen binlerce eğitmenin olur'' şeklinde bir motivasyonla çocuğunu bu yolda desteklemesi.
- İnandığı yolda başarmak için mücadele ederken, karşısına çıkan zorlukların üstesinden gelme cesareti.
- Birbirini ezerek uygulanan rekabetin olumsuzluğu, tek başına kazanmak yerine birlikte kazanmanın değerini anlatması.
İyi seyirler..
-
''N'aparsanız yapın ya da nereye giderseniz gidin uyum sağlayamadığınızı hissettiniz mi? Bunun karşılığı hangi kelime? Yabancılaşmak mı, garipsemek mi, uyuşmazlık mı? Hayır, bunlar tam ifade etmiyor. Ama bunu anlatan bir kelime olmalı; çünkü sürekli böyle hissediyorum.''

・''En derin kaygılarımız yetersizliklerimiz değildir. En derin kaygımız, tahminimizden de öte güçlü olan yanlarımızdır. Kendimize sorarız. bu kadar zeki, muhteşem, yetenekli ve harika olacak kimim ki ben? Aslında neden olmayayım ki? Hepimiz içimizdeki tanrının görkemini göstermek için bu dünyaya geldik ve ışığımızın parlamasına izin verdiğimizde diğerlerine de aynılarını yapmaları için müsaade etmiş oluruz.''

・''Sana herhangi bir şey ifade ediyor mu? 
+ Bilmiyorum. 
- Çok yalın bir dille yazılmış, sana ne ifade etti? 
+ Korkmamam gerektiğini mi? 
- Neden korkmaman? 
+ Kendimden, öyle mi?''

・''Bu ulusal kodlama yarışması çok zordur. Çocukları çiğneyip tükürdüğüne şahit oldum.'' (Bakınız üniversite sınavları.. Her yıl Türkiye'de binlerce öğrencinin kaderinin 3 saatlik bir sınava bağlı olması ne acı.. )

・''Kelimeler dünyayı değiştirir.'' (Kesinlikle katılıyorum.)

・''Önce lisânın kudretini algılayacaksın, sonra kelimenin mânâsını yakalayacaksın, kökenini fark edip köklerine ayıracaksın ve sindireceksin. Sonra ne olacaksın biliyor musun? 
+ Hı hı bitap düşeceğim. 
- Şampiyon olacaksın.'' :)

・''Bak Akeelah, yardım etmek isteyen insanlar yok sanma. Şu an istesen elli bin eğitmen bulabileceğinden eminim. Benden başlayabilirsin.''

・''Korku sadece kafandadır.''

・''Her şeyin yolunda gittiğini hissettiğiniz oldu mu? Ne dünden ne de yarından endişe duymadığınız. Kendinizi güvende hissettiğiniz ve elinizden geleni yaptığınızı hissettiğiniz oldu mu? Bu hissin bir adı var ve ona ''aşk'' deniyor. l-o-v-e. Ve kodlama yapmayı öğrendiğim yerdeki, yaşadığım yerdeki, aileme ve tüm eğitmenlerime karşı beslediğim şey bu. Birlikte öğrendik, birlikte başardık.''

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder